Gebelikte Aspirin Kullanımı

Bu yazıda “Gebelikte Aspirin kullanılır mı?”, “Hamilelikte Coraspin niçin kullanılır?”, “Gebelikte Aspirin kullanımı bebeğe zarar verir mi?”, “Hamilelikte Coraspin kullanımı kanama yapar mı?” gibi soruların cevabını bulacaksınız.

Öncelikle şunu vurgulayalım: Gebeyseniz kendi doktorunuza danışmadan Aspirin veya başka herhangi bir ilacı asla kullanmamalısınız. Bu yazıda verilen bilgiler sadece bilgilendirme amacına yöneliktir. Burada veya başka bir yerde okuduklarınıza veya sosyal medyadan duyduklarınıza dayanarak asla ilaç kullanmayın.

Aspirin genellikle ağrı, ateş ve inflamasyonu azaltmak için kullanılan ve etken maddesi asetilsalisilik asit olan bir ilaçtır. Coraspin ve Ecopirin aynı etken maddeye sahip muadil ilaçlardır.

Gebelikte Aspirin (Coraspin – Ecopirin) Kullanılır mı? Niçin Kullanılır?

Gebelikte Aspirin preeklampsinin yani gebelik zehirlenmesinin başlamasını önlemek için kullanılır. Aspirin’in preeklampsinin önlenmesine yönelik etkisini gösteren bilimsel kanıtlar mevcuttur. Preeklampsi dışında, Aspirin’in gebelikte kullanımının etkili olduğuna dair yeterli bilimsel kanıt yoktur. Dolayısıyla eğer preklampsi için risk faktörü yoksa, erken gebelik kaybı, fetal büyüme kısıtlaması, ölü doğum veya erken doğumun önlenmesi gibi amaçlarla Aspirin kullanımı önerilmez.

Gebelikte Aspirin kullanımı, Hamilelikte Coraspin kullanımı
Gebelikte Aspirin gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) riskine karşı kullanılır. Gebelik zehirlenmesi riskinin varlığı durumunda doktorunuz Aspirin kullanmanızı önerecektir. Gebelikte doktor tavsiyesi dışında, ne Aspirin ne de başka bir ilaç asla kullanılmamalıdır.

Preeklampsi (Gebelik Zehirlenmesi) İçin Risk Faktörleri

Gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) annenin organlarını ve bebeğini etkileyebilen ciddi bir hastalıktır. Anne adayında kan basıncı yüksekliği ile birlikte idrarda protein kaçağı, kan tahlillerinde bozulma, baş ağrısı, gözde ışık parlamaları, karın üst kısımda ağrı gibi şikayetler olması preeklampsi olarak tanımlanır. Anne ve bebek ölümlerinin en önemli sebeplerinden biridir.

Gebelik zehirlenmesi için en önemli risk faktörleri şunlardır: hamilelikten önce veya hamilelik sırasında yüksek tansiyon, önceki gebeliklerde hipertansiyon, kronik böbrek hastalığı, antifosfolipid sendromu ve sistemik lupus eritematoz gibi herhangi bir otoimmün hastalık, diyabet, önceki gebeliklerde preeklampsi öyküsü. Gebeliğin ilk 3 ayında yapılan izlemler sonucunda gebede preeklampsi gelişimi riski değerlendirilir ve doktorunuz tarafından gerekli görülürse Aspirin başlanır. Preeklampsi ve gebelikteki diğer hastalıklar açısından risk değerlendirmesinin doğru bir biçimde yapılabilmesi için gebelerin rutin kontrollerini ve tetkiklerini ihmal etmemeleri çok önemlidir.

Hamilelikte Aspirin Ne Zaman ve Nasıl Kullanılmalıdır?

Preeklampsi riski yüksek olan gebelerde düşük doz aspirin (75-150 mg/gün) profilaksisi önerilir. Aspirin almaya 16. gebelik haftasından önce, ideal olarak 12. hafta civarında başlanmalıdır. Aspirine 16 haftadan sonra başlamak preeklampsinin önlenmesine yardımcı olmayabilir. Düşük doz Aspirin kullanımına 36. haftaya kadar devam edilmesi önerilir.

Düşük doz Aspirin’i akşamları yemekle birlikte alınması önerilir. Arada bir doz kaçırılması önemli bir sorun doğurmaz. Deri döküntüsü, mide ağrısı veya dışkıda kan görülmesi gibi durumlarda tedavi bırakılmalıdır. Bu durumlarda mutlaka doktorunuzla iletişime geçmeniz gerekir.

Gebelikte Aspirin (Coraspin) Bebeğe Zarar Verir mi?

Yapılan bilimsel çalışmalar düşük dozda Aspirin kullanımının anne karnındaki bebekte fetal veya neonatal komplikasyonlarda herhangi bir risk artışına sebep olmadığını göstermektedir. Yani, düşük doz kullanımı fetüs açısından güvenli sayılır. Bebeğe zarar verdiğini gösteren herhangi bir bulgu yoktur.

Hamilelikte Aspirin (Coraspin) Kullanımı Kanama Yapar mı?

Hamilelikte düşük doz Coraspin (Aspirin) kullanımının anne adayında kanamaya yol açtığı veya arttırdığına yönelik herhangi bir bulgu yoktur. Yani düşük doz Aspirin hamileler açısından genel olarak güvenli sayılır.

Ancak Aspirin kullanımı bazı durumlarda ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Aspirin alerjisi (örn. ürtiker) öyküsü olan veya salisilatlara  ve diğer nonsteroidal ilaçlara aşırı duyarlılığı olan hastalar düşük dozda da olsa Aspirin almamalıdır. Nazal polibi olan veya aspirin kaynaklı akut bronkospazm öyküsü olan astımlı hastalarda düşük dozda Aspirine maruz kalmak yaşamı tehdit eden komplikasyonlara neden olabilir. Gastrointestinal kanama, aktif peptik ülser hastalığı, diğer gastrointestinal veya genitoüriner kanama kaynakları ve ciddi karaciğer fonksiyon bozukluğu gibi hastalıkları olan kişilerde de sorunlara yol açabilir. Dolayısıyla gebelikte Aspirin kullanan kişilerin bu hususları da göz önüne almaları gerekir. Yetişkinlerde Aspirin kullanımıyla ilgili Türk Kalp Derneği’nin web sitesindeki şu yazıyı okuyabilirsiniz: ASPİRİN: Kime Yarar, Kime Zarar?

Sonuç olarak, gebelikte Aspirin (Coraspin) gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) riskine karşı kullanılır. Bunun dışındaki durumlarda etkili olduğuna dair yeterli bilimsel kanıt yoktur. Gebelik zehirlenmesi riskinin değerlendirilmesi için anne adaylarının gebeliğin ilk 3 ayındaki kontrol ve tetkiklerini ihmal etmemeleri gerekir. Riskin mevcudiyeti durumunda gerekli doz ve kullanım şekli gebeyi takip eden doktor tarafından önerilecektir. Doktor önerisi olmadan, gebelikte ne Aspirin ne de başka bir ilaç asla kullanılmamalıdır.

Doç. Dr. Filiz Halıcı Öztürk
Kadın Hastalıkları ve Doğum & Perinatoloji Uzmanı
(Ankara)

İLETİŞİM VE RANDEVU

Adres: Protokol Ankara Plaza. Kızılırmak Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Cad. No:39A/124 Çukurambar, Çankaya, Ankara
Telefon: 0 506 4800117
(Hafta içi ve Cumartesi: 09.00-20.00 arasında arayabilirsiniz.)

Randevu için hemen arayın

Down sendromu ayrıntılı ultrasonda belli olur mu?

Down sendromu; toplumda yaklaşık 700-800 gebelikte bir görülen genetik bir durumdur. Normalde iki adet olması gereken 21. kromozomun, genellikle döllenme sırasında olan bir sorun nedeniyle üç tane olması ile ortaya çıkar. Bu nedenle trizomi 21 olarak da adlandırılır.

Down Sendromu bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır. Genelde hafif veya orta dereceli zihinsel engele neden olur. Down sendromlu bireylerde kalp hastalıkları,  tiroit hastalıkları, epilepsi, düşük kas yoğunluğu gibi sorunlar daha sık bir şekilde rastlanır. Bazı bireylerde bu sorunlar daha hafif bir şekilde ortaya çıkarken, bazılarında ise ağır rahatsızlıklar yaşanabilir.

Down sendromu vakalarının çoğu kalıtımsal değildir. Başka bir deyişle, Down sendromlu bireylerin birçoğunun ailesinde daha önceden bu durum görülmeyebilir. Bu nedenle ailede olmaması, ortaya çıkmayacağı anlamına gelmez.

Down Sendromu Tanısı ve Ultrason Muayenesi

Down sendromunun gebelik sırasında kesin tanısı ancak CVS, amniyosentez ve kordosentez gibi girişimsel işlemler ile konulabilir. Bu işlemlerde anne karnından bebeğe ait sıvı örnekleri alınarak test yapılır. Bu işlemler çok düşük bir ihtimalle de olsa gebelik kaybı riski taşımaktadır ve bu sebeple tüm gebelere değil yüksek riskli hastalara yapılması önerilir.

Down sendromu için yüksek riskli gebelikleri belirlemek amacıyla tarama testleri kullanılır. Tarama testleri kesin Down Sendromu tanısı koyamaz, sadece risk düzeyini belirlemek için kullanılır. Tarama testi sonucunun yüksek riskli olması bebekte Down sendromu olduğu anlamına gelmez. Ayrıca, tarama testi sonucunun düşük riskli olması da bebekte Down sendromu olmadığını garanti edemez. 

Ultrason muayenesi anne karnındaki bebekte Down sendromu riskinin değerlendirilmesinde önemli bir araçtır. Ense kalınlığının normalde fazla olması, burun kemiğinin geç gelişmesi gibi bazı Down sendromu belirtileri ultrason muayenesinde izlenebilir. Ancak ultrason muayenesi ile kesin Down sendromu tanısı konulamaz. Kesin tanı için CVS, amniyosentez ve kordosentez gibi girişimsel işlemlerin yapılması gerekir.

Ultrason muayenesi Down sendromu taraması için gebeliğin ilk 3 ayında yapılan ikili testin önemli bir parçasıdır. İkili test gebeliğin 14. haftasına kadar yapılabilir. Bu testte kan tahlili ve ultrason muayenesi birlikte kullanılır. Kan tahlilinde hormon serbest beta HCG ve gebelikle ilişkili plazma protein A (PAPP-A) düzeylerine bakılır. Ultrason muayenesinde de özellikle ense kalınlığı değerlendirilir. Kan tahlili ve ultrason sonuçları birlikte değerlendirilerek bebeğin Down sendromu risk düzeyi belirlenir. Buna göre NIPT, CVS ve amniyosentez gibi ileri tetkiklerin yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Gebelikte Down sendromunun tanısı konusunda daha geniş bilgi için bu konudaki yazımızı okuyabilirsiniz: Gebelikte Down Sendromu Tarama Testleri

Down sendromu ayrıntılı ultrasonda belli olur mu?
Ultrason muayenesi Down sendromu belirtilerinin izlenmesi için önemli bir tetkiktir. Ancak sadece ultrason muayenesi ile Down sendromu tanısı konulamaz.

Detaylı Ultrason ve Down Sendromu Tanısı

Detaylı ultrason; genellikle gebeliğin 18-24 haftaları arasında yapılan ve anne karnındaki bebeğin başta kalp ve beyin olmak üzere bebeğin tüm organları yüksek görüntü kalitesine sahip bir ultrason cihazıyla ayrıntılı olarak incelendiği bir ultrason muayenesidir. Gebelik takibinde yapılan rutin ultrason muayenesinden farklı olarak fetüs ayrıntılı bir biçimde incelenir. Detaylı ultrasonla ilgili daha ayrıntılı bilgi için bu konuyla ilgili yazımızı okuyabilirsiniz: Gebelikte Ayrıntılı Ultrason

Down sendromunun fetüsün vücut yapısına yansıyan bazı belirtileri vardır ve bunların bir kısmı ayrıntılı ultrasonda izlenebilir.  Ayrıntılı ultrason muayenesiyle Down sendromlu fetüslerin %60-70’inde anormal bulgu saptanabilmektedir. Dolayısıyla Down sendromlu fetüslerin tespitinde detaylı ultrason muayenesi önemli bir araçtır. Ancak kesin tanı için yeterli değildir. Kesin tanı için girişimsel testlerle anne karnındaki bebekten sıvı alınarak genetik inceleme yapılması gerekir.

Sonuç olarak, “Down sendromu ayrıntılı ultrasonda belli olur mu?” sorusuna evet veya hayır gibi net bir cevap vermek zordur. Ayrıntılı ultrasonla Down sendromu belirtileri tespit edilebilir, ancak kesin bir tanı konulamaz.

Doç. Dr. Filiz Halıcı Öztürk
Kadın Hastalıkları ve Doğum & Perinatoloji Uzmanı
(Ankara)

İLETİŞİM VE RANDEVU

Adres: Protokol Ankara Plaza. Kızılırmak Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Cad. No:39A/124 Çukurambar, Çankaya, Ankara
Telefon: 0 506 4800117
(Hafta içi ve Cumartesi: 09.00-20.00 arasında arayabilirsiniz.)

Randevu için hemen arayın